Diyarbakır’ın heybetli surları, sadece taşla değil zamanla da örülmüştü. Sessizliğiyle konuşan bu yapılar, şehri izlerken insana farklı bir dinginlik verirdi. Genç bir adam, Mardinkapı çevresinde yürürken duvarın dibinde bir kadın oturduğunu fark etti. Sırtını surlara dayamış, güneşe karşı gözlerini kısmıştı. Başını kaldırdı, yüzünde yumuşak ama belirgin bir tebessüm belirdi: “Ben Diyarbakır Kırgız Escort Meerim. Taşın soğukluğunda bile sıcaklık bulunur.”
Meerim’in sesi, surların yankısında bile berrak kalıyordu. Yanına oturduklarında konuşmak gereksizleşti. Onun yanında sessizlik bile anlam taşıyordu. Meerim, bu şehirde yeni değildi. Diyarbakır’ı tanıyordu, ama daha çok onu hissetmeyi seviyordu. Kırgız kültüründen getirdiği dinginlik, içinde taşıdığı sabırla birleşiyordu.
İlk dokunuş bir sözcükten değil, bir bakıştan geldi. Meerim’in elleri bedene değil, öncelikle zihne yöneliyordu. O, sadece bir Diyarbakır Kırgız Escort değil; huzurun nasıl hissettireceğini bilen, bedensel teması ruhsal bir ahenkle sunan bir kadındı. Onunla geçirilen zaman, hızlı ya da gösterişli değildi; ama derin, kalıcı ve anlamlıydı.
Geceyi birlikte geçirmeye karar verdiklerinde, adam herhangi bir beklenti içinde değildi. Meerim’in varlığı zaten yeterince doluydu. Arzular sessizce aktı, temaslar sorulmadan onay aldı. Bu, bir eşlik değil; sade bir bağlanmaydı. Surların arasında kurulan bu iletişim, şehir kadar güçlü ve gizemliydi.
Meerim’le geçirdiğin bir gece, sessizliğin en güzel temas olduğunu anlatır. Dinginliğe cesaretin varsa, onun yanında kendini yeniden tanımlarsın.